UndergrounD
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
UndergrounD

Hoş geldiniz ,sefalar getirdiniz(underground.catsboard.com)
 
AnasayfaAnasayfa  protalprotal  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Özbekistan tarihi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Mareşal
Mareşal
Admin


Mesaj Sayısı : 405
Yaş : 114
Nerden : underground.catsboard.com
takımlar : Özbekistan  tarihi E4e3b5716ebbcc5ab03bdda458ae56b0
ruh halı : Özbekistan  tarihi Yogun10
sanal hayvanlar : Özbekistan  tarihi 3d-her10
Kayıt tarihi : 13/02/09

Özbekistan  tarihi Empty
MesajKonu: Özbekistan tarihi   Özbekistan  tarihi Icon_minitimeC.tesi Şub. 14, 2009 7:15 pm

Özbekistan bayrağı--Özbekistan Arması
Özbekistan  tarihi Pngrx3ve0

Özbekistan  tarihi 98pxuzbekistancoanp5xn7

Orta Asya'da bir Türk devleti.

Özbek Adı ve Özbek Türkçesi
Özbek adı, Ebu'l Gazi Bahadır Han'ın da belirttiği üzere, Altun Orda beyi Özbek'in adından gelmektedir. Altun Orda tahtına Özbek Han (1313-1340)'ın geçmesinden sonra, onun emrindeki kitlelere daha sonradan Özbekler denmeye başlanmıştır. Yani başlangıçta şahıs adı olan Özbek, bir zaman sonra belli bir Türk topluluğunun adı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Özbek Türkçesi, Modern Uygur Türkçesi ile birlikte Türk dilinin Güney doğu ya da Çağatay grubuna girer.


Özbekistan Tarihi

Özbek Hanlığının Kuruluşu
Cengiz Han'ın torunlarından Batu Han tarafından kurulan Altun Orda Hanlığı'nın (1227-1502) başına 9. han olarak, 1313 tarihinde Özbek Han geçmişti. Özbek Han, ilk günlerden başlayarak kararlı ve sert bir siyaset gütmüş, Kutlug Timur Noyan'ın nasihatları sayesinde kısa bir zamanda birçok rakip ve düşmanlarından kurtulmuştu. Özbek Han Tuna taraflarında Nogay'ın şehadetinden sonra çoğalan Bizans ve Slavların nüfuzunu kırarak tekrar Müslüman Türklerin baskısını arttırmaya başladı. 1319 da Tuna'yı geçerek Edirne'ye kadar geldiler. Özbek Han'ın orduları 1314 de, Bulgar Kralı Sventoslav'ın ölümünden sonra, Kral George Terter'e Bizansa karşı yardım bahanesiyle Trakya'ya, 1330 da Terter'in Sırplarla olan savaşında ona yardımcı olmak gayesiyle Köstendil'e kadar ilerlemişti. Bu arada bazı hükümetlerle evlilik yoluyla da bağlar kurarak durumunu güçlendirmeye çalışmıştır. Mesela 1320 de kızı Tulun Bige'yi Kahire'ye zevce olarak göndermiş, bu arada Bizans'tan da kızlar almıştır.
Özbek Han 1335 yılında Azerbaycan seferine çıktı. Bu sırada Bağdat Hatun tarafından zehirlenen Abu Said ölmüş ve İlhanlı Moğol hakimiyeti de çökmeye yüz tutmuştu. 14. yüzyıl Acem tarihçisi ve coğrafyacısı Hamdullah Kazvini, Azerbaycan'a yapılan seferden söz ederken Özbek Han'ın askerlerine, Özbekler dendiğini kaydeder. İbn Batuta, Özbek Han'dan bahsederken; "geniş bir ülkesi, kuvvetli bir ordusu olan şanlı, şöhretli ve devletli bir sultan olup, Tanrı'nın düşmanlarından biri olan Bizans İmparatoru ile savaşa, cihad ve gaza etmeye vazifeli bulunmaktadır. Ülkesi gerçekten pek geniş ve büyük şehirlerle donanmıştır. Kefe, Kırım, Macar, Azak, Sogdak, Harezm ile taht kenti Saray bunların en meşhurları olarak sayılabilir" demektedir. Gerçekten Özbek Han, İdil (Volga) kıyısındaki Saray kentini çok geliştirmiş ve büyütmüştür. Bu şehre yeni camilerin yapılmasını sağlamıştır. Sadece İdil kıyısında değil, Kırım'da da yeni binalar yaptırmıştır. Onun zamanında bütün Deşt-i Kıpçak boylarında Türkçe konuşulduğu da bilinmektedir.

Buhara Hanlığı Dönemi
Daha sonraları Özbek ailesinden Abu'l-Hayr Han (1428-1468) zamanında Özbekler birbirleriyle daha da kenetlenmişlerdir. Timurluların son devirlerinde Özbekler saldırılarını artırmışlar ve daha da güneye inmişlerdir. Ancak Safevi Devletinin kuruluşundan sonraki on yıl içinde, Akkoyunlu Devleti de ortadan kalkmış, Horasan'daki Özbek hakimiyeti de elden çıkmıştı. Muhammed Şeybani Han (1500-1510) zamanında Maveraünnehir'in tamamını ellerine geçirmiş olmalarına rağmen, Şeybani Han'ın ölümünden sonra Özbeklerde bir kargaşa baş göstermiştir. 1512'de Hive elden çıkmış, 1740'a kadar iç çekişmeler devam etmiş, 1740'ta İran hükümdarı Nadir Şah, (1736-1747) Ebu'l-Feyz Han (1717-1748)'ın idaresindeki Buhara'yı ele geçirmiş ve 1748 de Ebu'l-Feyz'in öldürülmesinden sonra Özbek Hanedanlığı sona ermiştir. 1753 tarihinde Buhara'nın başına Muhammed Rahim'in geçmesiyle, Mangıt Hanedanlığı dönemi başlamış ve bu 1920'ye kadar devam etmiştir.
Özbeklerde devlet teşkilatı eski Türk geleneklerinin aynıdır. Devlet meclisindeki protokol Oğuz Kağan ve Dede Korkut'taki gibidir. Özbekler içerisinde Kazak ve Kırgız boylarını görmek mümkündür. Yani birbirine karışmışlık söz konusudur. Tarihçi Prof. Dr. Z. V. Togan, Cengiz ve oğulları zamanında Türk ve Moğol unsurlarının kaynaşmasının ne kadar muayyen olduğunu vurgulamak için, bugün mevcut Nogay, Özbek, Kazak, Başkurt gibi büyük camiaların hepsinde müştereken mevcut kabile ve oymakları tespit etmek kafi gelir, demektedir. Bugün Özbekistan olarak bilinen cumhuriyet içerisinde Kongrat, Nayman, Kineges, Mangıt, Toyaklı, Saray, Barın, Üç Urug, Burgut, Arlat, Kanglı, Kırk, Bataş, Kara Kalpak gibi boylara rastlamak mümkündür.

Çarlık Rusyası Zamanında Özbekler
Mangıt olmuştur olan Emir Said Haydar (1801-1826) zamanında Özbekler oldukça gelişmişlerdir. Düşmanlarıyla mücadele ettiği gibi ilme de önem vermiş olmasına rağmen, ölümünden sonra karışıklıklar ve iç çekişmeler yüzünden emirlik zayıflamıştır. 1826 da tahta çıkan Nasrullah Han (1826-1860) Rus tehlikesi hakkındaki İngiliz uyarılarını dikkate almamıştır. Yerine oğlu Muzaffereddin (1860-1885) geçmiştir.
Daha sonra Rusların Türkistan'a karşı daha ciddi olarak harekete geçtiklerini görüyoruz. Güneyde Hive Hanı Muhammed Rahim bir müddet müdafaadan sonra şehri bırakır ve Taşkent 29 Haziran 1863 tarihinde Rus askerlerine kumanda eden General Çernayev tarafından ele geçirilir.
İlk devirlerde Buhara Emiri Taşkent'teki Rus Umumi Valisi ile değil, doğrudan doğruya Petersburg Hükümeti ile münasebette bulunuyordu. Ayrıca Türkiye'ye de hususi bir elçi gönderip siyasi bir münasebet kurmuş idi. Fakat çok geçmeden Buhara'nın Osmanlı Devleti ile temasını Ruslar menettiler. Hanlığın siyasi bağımsızlığı gibi askeri gücü de ortadan kaldırıldı.
Emir Gıyasedin'in 1885 yılında vefatından sonra yerine geçen oğlu Abdü'l-Ahad (1885-1910) zamanında, Buhara tamamıyla Rus nüfuzuna girmiş ise de, Özbekistan'da yer yer ayaklanmalara rastlanmaktaydı ki, bunlardan biri 1898 deki Fergana ayaklanmasıdır. Ondan sonra başa geçen oğlu Mir Alim'in (1910-1920) saltanatı sonunda Buhara Devleti yeni Sovyet rejimi tarafından ortadan kaldırılmıştır.

Sovyetler Birliği Döneminde Özbekler
Rusya'da 1917 İhtilalinden sonra rejim değişmiş ise de, Türkler açısından değişen bir şey olmamıştır. Mustafa Çokay 1917-1918 yılları arasında kısa bir süre için şimdi Özbekistan 'ın bir kısmı olan Fergana vadisindeki Hokand'da müstakil bir devletin başkanı oldu. Fakat malesef doğup büyüdüğü topraklarda değil, binlerce kilometre uzakta bir yerde; Almanya'da 1942 yılında öldü.
1919 yılı başlarında Fergana bölgesindeki Sovyet Rus kıtaları komutanlığı Fergana'daki Basmacı Hareketini yok etmek için geçici bölge komisyonlarını kurmuş ve bu komisyonların teşkilatlandırılmasına dair talimatlar yayınlamışlardır.
11 Ağustos 1919'da Rus Generali M.W. Frunze'nin kumandası altında Türkistan Cephesi kuruldu. Frunze, Türkistan Cephesi mensuplarının başında 22 Şubat 1920'de Taşkent'e geldiğinde, şehirde bulunan Sovyet Rus memurlarının görevleri de o nispette arttı. 13 Mart 1920'de Lenin'e şu telgrafı çektiler:
"Türkistan'ı ve onunla birlikte bütün Rusya'yı Sosyalist ihtilalin düşmanlarının eline bırakmaktansa, savaşarak ölmeye hazırız." 1921 temmuzunda Mustafa Kemal Paşa'nın isteği ile Buhara'ya gelen T.B.M.M üyelerinden İsmail Suphi Soysallıoğlu'nun teşebbüsleri ile bir "Türkistan Milli Birliği" teşkilatı kurulup başkanlığına da Zeki Velidi getirildi. Enver Paşa liderliğindeki Basmacılık denilen hareket ise olumsuz neticelendi. 1924 yılındaki düzenlemeler ile bugünkü cumhuriyetler teşkil edildi. Özbekistan'ın teşekkülü sırasında, yani 1924 te Tacikistan Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti de Özbekistan'a katılmıştır. 1929 da ise Tacikistan'a ittifak cumhuriyeti statüsü kazandırılarak Özbekistan'dan ayrılmıştır. 1926 daki sayımda Tacikistan ve Kırgızistan'da oldukça mühim bir Özbek azınlığın olduğu görülmüştür. Sovyetler zamanında da Özbekistan'da baskı ve sindirme politikası devam etti. Özbekler tarımın zorla kollektifleştirilmesi politikalarına da karşı olmuşlar, 1930 da mukavemetleri en üst düzeye ulaşmıştır.
İkinci Dünya Savaşında Avrupa kısmındaki fabrikaların sökülerek personeli ile birlikte Özbekistan'a yerleştirilmesi, Avrupalı nüfusun artışına sebep olmuştur. 1945 yılından bu yana artan ekonomik kalkınma işgücü ithalinde de paralel bir yükselme göstermiştir. Nitekim 1959 sayımı bütün cumhuriyet içinde 5 milyon olan Özbek'e karşılık 1 milyon Rus'un bulunmasına rağmen, Rusların Taşkent başta olmak üzere diğer şehirlerde de sayı bakımından Özbekleri geride bıraktığını ortaya çıkarmıştır. Hızlı bir nüfus artışı gösteren Özbekistan'da Tacikler de sayıca artmaktadır. 1963 Martındaki seçimlerden sonra kurulan yeni hükümetteki 34 sandalyeden 13 ünü Ruslar almışlardır.
Sovyet dönemi idari sisteminde, kasaba ve şehirlerde propaganda merkezi olarak mahalle cemiyetleri kurulur, buralarda mahalle hayatını kontrol eden komiteler seçilerek komünist propagandası yapılan konferanslar tertip edilirdi. Öyle ki Özbekistan'da bir zamanlar Türk demek Türk tarihiyle meşgul olmak ünlü Türk büyüklerinin isimlerini almak gibi şeyler, Pan-Türkizm ya da Turancılık sayılmıştır. Dedesi Enver Paşa'yla birlikte Basmacı isyanında Ruslara karşı yıllarca çarpışmış olan Hukuk Fakültesi Dekanı Enver Agzamhoca'nın babası oğluna Enver adı koydu diye yıllarca baskı görmüştür.
Bağımsızlığa kavuşmadan önce Moskova'nın kendilerine tahsis ettiği yıllık bütçe 10 milyar Ruble olan Özbekistan'ın, kendi kaynaklarını kendi ihtiyaçlarına kullanmaya başladıktan sonra bütçeleri 80 milyara çıkmıştır. Sovyet rejiminin ülkeyi nasıl sömürdüğüne dair bir örnek de, eski Özbek lideri Reşidov'un Semerkand'daki bir Türk-İslam sanat şaheseri olan Registan Külliyesinde, altın yaldızları dökülen bir cami kubbesi için Sovyet makamlarından istediği bir miktar altının hikayesidir. Sovyetler yılda 75 ton altın aldıkları Özbekistan'dan bu iş için istenen 3 kilo altını bile vermemişlerdir.
1945'ten sonraki yıllarda Özbekistan Bakanlar Kurulunun başında bir Özbek bulunmasına rağmen, yönetimin en üst kademesinden en alt kademesine kadar Rusların kontrolü söz konusuydu. 1940 larda Özbekistan'da sanayi dallarında, elektrik enerjisi, ulaştırma ve haberleşme konularında bir bakanlık olmadığından, bunlar doğrudan Moskova tarafından denetleniyordu. Ancak bu durum sadece Özbekistan'a mahsus değildir. Bütün Türk Cumhuriyetlerinde aynı uygulama görülmekte idi.

Bağımsız Özbekistan Devleti
Özbekistan, 20 Haziran 1990'da egemenliğini, 1 Eylül 1991'de bağımsızlığını ilan etmiştir. 29 Aralık 1991 tarihinde düzenlenen referandumla bağımsızlık ilanı onaylanmıştır

Coğrafi ve Demografik Yapı

Bağımsız Özbekistan'ın 447.400 km2'lik bir yüzölçümü bulunmaktadır. Özbekistan; Kazakistan, Tacikistan, Afganistan, Kırgızistan ve Türkmenistan'a komşudur. Başkenti Taşkent'tir. Nüfusu: 26.851.195 (Temmuz 2005) [1] dir.
Önemli şehirleri, Namangan , Fergana , Andican , Semerkand , Buhara , Hiva ,Kokand , Karşı , Urgenç ve Nukus'dur.
Önemli nehirleri: Surhanderya, Serabat, Karaderya, Zerefşan, Koskaderya ve Sah’dır. En büyük gölü Aral'dır. Diğer Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi iklimi, yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve karasal iklimdir. Özbekistan’ın % 70’i Özbek’tir. Özbeklerin dışında %15 diğer Türk boyları ve %10 Rus nüfus Özbekistan topraklarında yaşamlarını sürdürmektedir. Özbekistan’daki Türk nüfusun tamamına yakını Müslümandır. Rusların İslam dinini ve Türklük bilincini unutturmaya çalışmasına rağmen Özbekistan’daki Müslüman-Türk soydaşlarımız milli benliklerini muhafaza etmesini bilmişlerdir.
Ülkede halen Halk Demokratik Partisi ile Vatan Terakkiyet Partisi bulunmaktadır. İlk parlamento seçimleri 1994'te yapılmıştır. Yönetim biçimi Cumhuriyettir. Özbekistan Cumhuriyeti AGİK, BM ve diğer uluslararası kuruluşlara üyedir. Devlet tekelinde olan, bir Özbekistan Devlet Televizyonu ve Yayın Kuruluşu yanında 3 tane de özel televizyon kuruluşu vardır. Bunlar; 31.Kanal, 29.Kanal ve Markaz TV.'dir.

İdari Teşkilatı
Özbekistan idari teşkilatı 12 eyalet (viloyat), 1 özerk cumhuriyet -- Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti (Qaraqalpaqstan Avtonom Respublikasi), ve 1 bağımsız şehirden -- Taşkent Şehri (Toshkent shahri) oluşmaktadır.


Özbekistan  tarihi 350pxuzmapzt9jr3.th

Özbekistan haritası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://underground.catsboard.com
Admin
Mareşal
Mareşal
Admin


Mesaj Sayısı : 405
Yaş : 114
Nerden : underground.catsboard.com
takımlar : Özbekistan  tarihi E4e3b5716ebbcc5ab03bdda458ae56b0
ruh halı : Özbekistan  tarihi Yogun10
sanal hayvanlar : Özbekistan  tarihi 3d-her10
Kayıt tarihi : 13/02/09

Özbekistan  tarihi Empty
MesajKonu: Özbekistan tarihi   Özbekistan  tarihi Icon_minitimeC.tesi Şub. 14, 2009 7:15 pm

Ekonomisi
1991'den sonra bağımsız Özbekistan Merkez Bankası kurulmuştur. Özbekistan çok zengin yeraltı kaynaklarına sahiptir. Altın, doğalgaz, alüminyum, tungsten, kömür, mermer yatakları ön sıradadır. 1991 verilerine göre yılda 41 milyar m3 doğalgaz üretilmektedir.
özbekistan Sovyetler Birliğinin dağılmasında sonra bağımsız kalmasına rağmen herhangi bir ekonomik alt yapısı ve sanayisini yönetebilecek bir yapıya sahip olmadığı için Rusya Ukrayna ve Beyaz Rusya'nın kurdukları Bağımsız Devletler Topluluğu'na (BDT) üye olmuştur. Ancak kendi ekonomilerini yaratabilmek amacıyla Bretton Woods sistemi içindeki örgütlere üye olmuştur (IMF, Dünya Bankası v.b.). Bu kuruluşların özellikle IMF'nin politikalarını benimsemesine rağmen aynı özelliklere sahip diğer Orta Asya devletlerine nazaran daha uzun zaman dilimine yaymışlardır özelleştirme politikalarını. Ayrıca özelleştirme yapılam kurumlar genellikle hizmet sektörüne ait kurumlar olmuştur. Sanayi kuruluşları ise genel olarak devletin kontrolü altında kalmıştır. Bu sayede işsizlik sorununu diğer devletlere oranla daha az yaşamışlardır. Sanayi kurumlarının özelleştirilmede geri planda kalması dış yatırımları azaltsada şuan ki durumları itibari ile diğer Orta Asya devletlerinden daha iyi bir konumda yer almaktadır (Kazakistan hariç).
Dünyanın kaliteli altını burada üretilmekte olup, yıllık 80 ton altın üretimiyle dünya sıralamasında yerini almaktadır. Bakır rezervleri 800 milyon ton olarak varsayılmaktadır. Kömür üretimi yıllık 6 milyon tondur.
Özbekistan karasal iklime sahiptir. Bu nedenle ülkenin % 9'u tarıma elverişlidir. Özbekistan'da, pamuk önemli yer tutmaktadır ve ülke dünyanın dördüncü pamuk üreticisidir. Özbekler buğday, meyve, sebze, ipek ve pirinç yetiştirmektedirler. Ekonomik yapı ise tarım ağırlıklıdır.
Nüfusun %30'u tarım sektöründe çalışmaktadır. Tarımsal üretim kolhozlar, solhozlar, meşhozlar (devlet kuruluşları) aracılığıyla yapılmaktadır.
ÜIke ekonomisinde hayvancılık da önemli yer tutmaktadır. Sığır, koyun, keçi ve kümes hayvanları vardır. Yıllık yün üretimi 1994 verilerine göre 20.000 ton civarındadır. Ve özellikle astragan kürk koyunculuğu büyük önem kazanmıştır ve ihraç edilmektedir. Özbekistan sanayisi daha çok petro-kimya ağırlıklıdır ve yılda 1.5 milyon ton gübre üretmektedir. Ayrıca pamuk üretimine dayalı olarak kimya sanayii de gelişmiştir.
1990 yılı verilerine göre: Sanayi % 35, tarım % 34, inşaat % 14, ulaşım %5 ve diğerleri %12'dir.
Hafif sanayi ürünleri ise ipekli ve pamuklu kumaşlardır. Aral gölü kıyısında havyan üretme ve işleme tesisleri bulunmaktadır.

Eğitim ve Sağlık
Sovyet baskılarına karşın Özbekler kurdukları okullarda dillerini ve kültürlerini korumuşlardır. Şu anda Özbekistan'da 4 binin üstünde okul, 4 milyon da öğrenci bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda yapılan düzenleme ile ilköğretim 8 yıla çıkarılmıştır. Halkın eğitim düzeyi oldukça yüksektir. Özbekistan'da Semerkant Devlet Üniversitesi eğitim hayatında önemli yer tutmakta ve bütün enstitüleri içinde toplamaktadır.
Sağlık ve Sosyal Güvenlik için 1992-1993 yıllarından sonra Özbekistan'da fonlar oluşturulmustur. Ayrıca yaşlılık, sakatlık ve aile yardımları için işlemlere başlanmıştır. Bunlardan başka Devlet Sigorta Fonu kurulmuştur.
Sağlık hizmetleri büyük ölçüde devlet tekelindedir. Devletin verdiği sağlık hizmetleri ilaç bedelleri dışında ücretsizdir. Bu hizmetler hastahaneler , doğumevleri ve dispanserler eliyle yürütülmektedir. Son birkaç yılda özel kuruluşların da sağlık hizmetleri alanında hizmet vermesi serbest bırakılmıştır.

Özbekistan Dış Politikası
Özbekistan denize çıkışı olmayan bir ülkedir. Daha çok hammadde ihracatına dayaluı bir ekonomisi vardır. Bu nedenle ihraç mallarını açık denizlere taşıyabilmek için komşularına ve büyük dış sermayeye ihtiyacı vardır.
Rusya'nın ülke üzerindeki etkisi Sovyet mirası olarak devam etmektedir. Bu etki ekonomiden dış siyasete geniş bir alana yansımıştır. Rusça yaygın bir dildir ve hatırı sayılır Rus azınlık Rusya ile bağlantılara yeni boyutlar katmaktadır.
Özbekistan'ın 'gerçek bağımsızlığı'nın Rusya'dan uzaklaşmaktan geçtiğini düşünen genç Özbekistan'ın yöneticileri bunun için ABD, AB, Çin, Türkiye ve İran gibi ülkelerin dengeleyici olmasını ummuşlardır. Türkiye özellikle ekonomi ve eğitim alanlarında önemli yatırımlara imza atmış, ancak Özbekistan'ın ihtiyaç duyduğu dengeleyici güç olamamıştır. Özellikle İslam Kerimov Türkiye'nin özbekistan muhalefetine destek verdiğini düşünmüş ve Türkiye'ye mesafeli davranmıştır. ABD ve Avrupa'dan beklentiler ise Andican Olayları'ndan sonra paranoik bir korkuya dönüşmüştür. Kerimov Yönetimi AB ve ABD'nin kendisini düşürmek istediğini düşünmektedir. Bu çerçevede Batılı yayın organlarının ülkedeki ofisleri dahi kapatılmıştır. ABD Üssü de kapatılırken, Kerimov tekrar Rusya ve Çin'e yönelmiştir.[2] Çin'e ve Rusya'ya yaptığı ziyaretler ve bu ülkeler ile ilişkileri yoğunlaştırma çabaları bunun açık kanıtlarıdır. Ayrıca Özbekistan'ın 16 Ağustos 2006'da Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’ne (CSTO)tekrar geri dönüşü de Rusya'ya yöneliş ve dış politikada yeni arayışların göstergesidir [3] Bu çabalara rağmen ABD, Özbekistan ile ilişkileri yeniden geliştirmek için fırsat kollamaktadır. Ne var ki Batı'nın kendi rejimine karşı olduğunu düşünen Kerimov için Batı ile ilişkilerin düzelmesi zaman alacaktır.

Özbekistan-Türkiye Ekonomik İlişkileri
Özbekistan’ın Türkiye ile olan toplam ticaret hacmi, 2003 yılında 272 milyon, 2004 yılında yüzde 40 dolayındaki artışla 388 milyon dolar oldu. 270 dolayında Türk işadamının bulunduğu Özbekistan’daki toplam Türk yatırımı da 1 milyar dolayında seyrediyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://underground.catsboard.com
Admin
Mareşal
Mareşal
Admin


Mesaj Sayısı : 405
Yaş : 114
Nerden : underground.catsboard.com
takımlar : Özbekistan  tarihi E4e3b5716ebbcc5ab03bdda458ae56b0
ruh halı : Özbekistan  tarihi Yogun10
sanal hayvanlar : Özbekistan  tarihi 3d-her10
Kayıt tarihi : 13/02/09

Özbekistan  tarihi Empty
MesajKonu: Özbekistan tarihi   Özbekistan  tarihi Icon_minitimeC.tesi Şub. 14, 2009 7:16 pm

Özbekistan Cumhuriyeti'nin Başkenti Taşkent

Orta Asya'nın nüfus bakımından en büyük kenti olan Taşkent , eski Sovyet Cumhuriyetleri içinde de Moskova , St. Petersburg ve Kiev'den sonra dördüncü büyük kenttir. 1966 yılında yaşanan yıkıcı depremin ardından kent büyük ölçüde yeniden inşaa edilmiştir.1999 yılı rakamlarında göre şehrin nüfusu 2,241,000 dır. Geniş yolları, yeşil alanları, park - bahçeleri, düzenli yerleşimi, düzenli ve sağlam altyapısı ile kent Orta Asya şehir planlamacılığının en önemli örneklerinden biridir.Her istasyonu farklı mimari biçemlerde yapılmış olan Taşkent metrosu görülmeye değerdir. Orta Asya'da ilk ve tek olan metro 1978 yılında hizmete girmiştir. Üç güzergahta yolcu taşıyan metro, kentin ulaşım yükünü büyük ölçüde yeraltına taşır. Yerüstü taşımacılıkta çevreci nitelikli elektirikli tramvay ve troleybüsler yaygın olmakla birlikte, son yıllarda artan bir eğilimle bazı tramvay hatları sökülmekte, yerlerine otobüs ve minibüsler konulmaktadır.Çok sayıda tiyatro, konser, sinema salonları ve üniversiteler bulunan Taşkent, Orta Asya'nın kültür başkenti sayılabilir.

Şehir Sovyetler Birliği zamanında Orta Asya'nın Paris'i olarak nitelendirilmiştir.Bölgede bilinen ilk yerleşim M.Ö. 2. yüzyıl dolaylarında kurulan "Ming Uruk - Bin Erik" yerleşimidir. Şehir daha sonraları ; Çaç, Şaş, Şaşkent ve Binkent isimlerini almıştır.751 yılında Araplar tarafından ele geçirilen kent, İpek Yolu güzergahı üzerinde önemli bir nokta olmuştur. Şehir ilk kez 11. yüzyıl dolaylarında Birini ve Kaş garlı Mahmut'un yazılı metinlerinde Taşkent adıyla anılmıştır.9 ve 10. yüzyıllarda Samani Devleti topraklarında yer alan şehir, 10. yüzyıl sonlarından 13. yüzyıl başlarına kadar Karahanlılar Devleti sınırları içinde olmuştur. Daha sonra bir süre Karahitaylar (KarTimur İmparatorluğuakitaylılar) tarafından kontrol edilen Taşkent 14. yüzyılda Timur tarafından ele geçirilerek Timur İmparatorluğu'nun en önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir.16. yüzyılın ikinci yarısında Buhara Hanlığı tarafından ele geçirilen şehir, 17 - 18. yüzyıllarda Kazak ve Kalmıklar'ın denetine geçmiş, 1809 yılında Hokand Hanlığı opraklarına katılmıştır.Hokand Hanlığı'nın zayıflaması ile şehir, 1865 yılında Rusya İmparatorluğu tarafından ele geçirilmiş ve Rusya'nın Türkistan Genel Valiliği merkezi olmuştur.1899 yılında hizmete alınan Taşkent-Orenburg demiryolu ile şehir Orta Asya'nın en önemli ticari geçiş noktası haline gelen şehir, Kasım 1917'de Sovyet denetimine girmiş, 1918 yılında Türkistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin başkenti olmuştur.1924 yılında kurulan Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti topraklarına dahil olan Taşkent 1930 yılında bu cumhuriyetin başkenti olmuştur.Taşkent, 1 Eylül 1991 tarihinden bu yana Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden Özbekistan Cumhuriyeti'nin başkentidir.

Taşkent’in “Eski şehir” namlaşmış kısmı onun tarihi merkezidir. Burada zamanımız ’a kadar orta asırlar arkıtekturası ’na ait olan tarihi yerler saklanmış: Barak Han medresesi (XVI), Kökeldaş medresesi (XV), Kaffal Şaşi türbesi (XV), Zengi Ata türbesi (XIX). Özbekistan Diyanet İşleri Başkanlığın ‘daki Hz. Osman Mushaf’ı nüshasını görülmesi teşkil dilmiş.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://underground.catsboard.com
 
Özbekistan tarihi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Özbekistan Medreseleri
» Özbekistan Atasözleri
» ÖZBEKİSTAN’DA DESTAN ÇALIŞMALARININ TARİHÇESİ
» Özbekistan Müziği
» Özbekistan - Semerkand

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
UndergrounD :: Dünya Türk tarihi :: Özbekistan-
Buraya geçin: